DÜNYA VE TERMAL
Dünya nüfusu yaşlanmaktadır. Yaşlı nüfus artışına bağlı olarak kronik hastalıkların oranı da artmaktadır.
Kronik hastalıkların %90’ından fazlasında fayda olduğu bilimsel olarak kanıtlanan alternatif tedavinin dünyada kabul görmesi, termal tedaviye dünyanın her bölgesinden talebin patlamasına yol açmıştır.
Bu amaçla yılda Almanya ve Macaristan'a 10 milyon kişi, Rusya'ya 8 milyon kişi, Fransa'ya yaklaşık 1 milyon, İsviçre'ye 800 bin kişi gitmektedir.
126 milyon nüfuslu Japonya'nın Beppu şehrine sadece 13 milyon kişi termal turizm amaçlı olarak gitmektedir.


DÜNYA VE TERMAL
Dünya nüfusu yaşlanmaktadır. Yaşlı nüfus artışına bağlı olarak kronik hastalıkların oranı da artmaktadır.
Kronik hastalıkların %90’ından fazlasında fayda olduğu bilimsel olarak kanıtlanan alternatif tedavinin dünyada kabul görmesi, termal tedaviye dünyanın her bölgesinden talebin patlamasına yol açmıştır.
Bu amaçla yılda Almanya ve Macaristan'a 10 milyon kişi, Rusya'ya 8 milyon kişi, Fransa'ya yaklaşık 1 milyon, İsviçre'ye 800 bin kişi gitmektedir.
126 milyon nüfuslu Japonya'nın Beppu şehrine sadece 13 milyon kişi termal turizm amaçlı olarak gitmektedir.
Fransız Le Figaro gazetesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, sağlık turizm kulvarı konusunda Dünya Turizm Örgütü’nün yılda ortalama 100 bin ila 150 bin yabancının tedavi görmek için Hindistan ’a gittiğini belirtmektedir.
McKinsey danışmanlık kabinesi (Amerika), 2003 yılında Hindistan’a 333 milyon Euro kazandırdığını belirttiği sağlık turizminin, 2012 perspektifinde bu ülkeye 2 milyardan fazla kazandırmasını öngörüyor.
Sağlık turizminde ön plana çıkan ülkelerden Tayland’ın, geçen yıl tedavi amacıyla ülkeyi ziyaret eden 600 bin ila 1 milyon arasındaki turistten kazancının ise yaklaşık 600 milyon Euro olduğu bilinmektedir.
Bu hareketlilik neticesinde mevcut tesislerin artan talebi karşılayamaması sonucu hastalar sıra beklemek zorunda kalmaktadır.
Bu durum, hasta hareketliliğinin dünyanın farklı termal bölgelerine doğru kaymasına yol açmaktadır.
Bunu erken dönemde fark eden gelişmiş ülkeler milyarlarca dolarlar harcayarak, modern termal turizm ve sağlık merkezleri kurmuşlardır.
Almanya'nın Stuttgart kentinde bulunan Das Leuze Kaplıca ve Rekreasyon Tesislerini yaz aylarında günde 8000 kişi ziyaret etmektedir.
Çek Cumhuriyeti ve Slovakya'da da son yıllarda çok gelişmiş tedavi edici kaplıca merkezleri kurulmuştur. İki ülkede 60 tedavi edici termal merkezi bulunmakta olup senede 500.000'e yakın hastaya tedavi hizmetleri verilmektedir.
Ayrıca, Fransa'da 104, İspanya'da 128 adet ve İtalya'da ise 360 civarında termal tesis bulunmaktadır.
Japonya'da 1500 adet kaplıcada 100 milyon geceleme kapasiteli termal turizm yapılmaktadır.
Beppu'da 1000 litre/saniye jeotermal su termal turizm amaçlı kullanılmaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri'nde Arkansas eyaletinde 55 bin kişinin yararlanacağı termal tesisler yapılmış Hawai'de turizmi 12 aya yaymak için termal sulardan yararlanılmaktadır.
Tüm turizm uzmanları, sağlık turizmindeki artışın gelecek yıllarda hızla ilerleyeceği görüşünde birleşiyor.
Avrupa Birliği’nin de bu nedenle önümüzdeki yıllardan itibaren sağlık turizmi konusunda tüm AB ülkeleri için geçerli olacak çerçeve bir yasa hazırlayacağı belirtilmektedir.
Bu yasa çerçevesinde Avrupa vatandaşlarının termal tedavi masraflarının sigorta kapsamına alınması hedeflenmektedir.
Ancak gelişmiş ülkelerdeki tedavi masraflarının da arttığı bir gerçektir.
Yükselen maliyetler ve kaliteli sağlık hizmet alma talebi, hastalıklarına şifa arayan bu büyük potansiyelin tercihlerinin Avrupa ve Amerika’dan dünyanın farklı bölgelerine kaymasına neden olmuş ve olmaktadır.
Termal tedavi görmek isteyen bu potansiyelin kaydığı ülkelerin başında Türkiye ve Macaristan gelmektedir.
Ülkemiz, sahip olduğu sağlık kurumları ve başta hekimler olmak üzere hizmet sunucuların eğitim ve deneyimlerinin Avrupa standartlarına sahiptir.
Ayrıca, coğrafi konumu, deniz, kayak vs. turizm çeşitlerinin yapılabileceği bir konuma sahip olması, eşsiz doğal ve tarihi zenginlikleri ile uygun iklim koşulları ve dünyaca bilinen konukseverliği ile Macaristan’a göre daha avantajlı bir durumdadır.
İngilizler; ülkelerindeki kamu sağlık hizmetleri için çok uzun süre bekledikleri ve özel sektörün sağlık hizmetlerini çok pahalı buldukları için binlerce kilometre uzaktaki Türkiye’de tedavi görmeyi tercih etmektedirler.
Fransızlar ise, kendi sigorta kurumlarının ödemediği bu sağlık hizmetleri için yine ülkemizi benimsemiş durumdadırlar.
11 Eylül 2001 olayları sonrası varlıklı Arap vatandaşlarının gittikleri Avrupa ülkeleri ve Amerika’da terörist muamelesi görmeye başlamasıyla, pek çok Arap ve Ortadoğulu zengin son birkaç yıldan bu yana termal turizm açısından Türkiye’yi birinci tercihlerine koymuşlardır.
Türkiye’nin tercih edilmesinde kaliteli sağlık anlayışının düşük fiyatla sunulmasının payı büyüktür.
Yapılan araştırmalar; ülkemizdeki sağlık hizmetlerinin Avrupa’ya oranla ortalama yüzde 40 ila yüzde 70 arasında daha ucuz olduğu göstermektedir.
Örneğin, Fransa’da 1500 Euro’ya gerçekleştirilen termal ve fizik tedavi ülkemizde 600 Euro’ya yaptırılmaktadır.
ImageChef Meme Maker - ImageChef.com

DÜNYANIN TERMAL TURİZMİ

Türkiye, termal su kapasitesi açısından dünyada ilk 7 ülke arasında, Avrupa'da ise 1. sırada yer almaktadır. Doğal çıkışlı ve bol su verimli,eriyik maden değeri yüksek,kükürt,radon ve tuz bakımından zengin olan Türkiye'deki termal sular,hem debi ve sıcaklıkları hem de çeşitli fiziksel ve kimyasal özellikleri ile Avrupa'daki termal sulardan daha üstün nitelikler taşımaktadır.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hidroklimatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zeki Karagülle, Türkiye’deki kaplıcaların Avrupa ülkeleri tarafından yakın takibe alındığını, kaplıca ve Türk hamamına ilginin, Avrupa’da her geçen gün arttığını belirtmektedir.
Termal tedavinin önemine binaen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti de kaplıca tedavi imkanlarında iyileştirme yapan uygulamasını 15 Haziran 2007’den itibaren yürürlüğe sokmuştur.
Sağlık Bakanlığı ruhsat almış termal tesislere giden hastalara şu an için 10 günlük tedavi karşılığında 430 YTL ödenmeye başlamış, bunun sonucunda termal tedavi gören hasta oranının kısa sürede yüzde 5′ten yüzde 20′ler seviyesine çıktığı görülmüştür
Ülkemiz termal turizminin önündeki en önemli engel kaliteli hizmet sunan nitelikli tesislerin azlığıdır.
  • Resmi kaynaklara göre, ülkemizdeki ruhsatlı termal yatak sayısı 30.000’in altındadır.
Türkiye’deki termal tesislerin yatak kapasitesinin üçte biri AFYONKARAHİSAR’da bulunmaktadır
Sağlık kaynağı termal sular sayesinde yatırımların hızla arttığı Afyonkarahisar `da yatak kapasitesinin artışı ile birlikte ağırlanan turist sayısı da artmıştır.
Beş yıldızlı termal tesislerin Almanya ve Hollanda sağlık sigortası şirketleriyle anlaşmalar yapması üzerine Afyonkarahisar’a gelen yabancı turistlerin sayısı önemli artışlar göstermiştir.
Antalya`daki otellerin müşteri azlığı nedeniyle programlarını iptal ettiği Kurban Bayramı ve yılbaşını Afyonkarahisar’daki 5 yıldızlı termal tesislere full dolulukla geçirmişlerdir..
Her zaman en hareketli dönemleri kış ayları diye bilinmesine rağmen Afyonkarahisar `daki işletmelerin en çok turisti ağırladığı dönem yaz ayları olmuştur.
Başta romatizmal hastalıklar olmak üzere onlarca hastalığın tedavisinde kullanılan termal suyu günlük olarak kullanan 303 bin 473 kişiden, 299 bin 558`i yerli, 3 bin 915`i ise yabancı turisttir.
Bakanlık belgeli konaklama tesislerini günlük kullanımlarda tercih eden 134 bin 235 kişiden, 130 bin 874`ü yerli, 3 bin 361`i ise yabancı turistler olmuştur.
Mevcut potansiyeli ve artan haklı ilgi neticesinde Bakanlar Kurulu 2008 Yılında aldığı kararla AFYONKARAHİSAR’ı termalin başkenti ilan etmiştir
Afyonkarahisar’ın ismi artık termalle birlikte anılmaya başlanmıştır…
Şehrin kavşak bölgesinde ve sahil kesimlerine yakın olması, ulaşımın kolay olması, dünyaca ünlü sucuğu, mermeri, Frig vadisi gibi tarihi ve kültürel zenginlikleri ile şimdi de Afyonkarahisar dünya termalinin başkenti olma yolunda emin adımlarla yürümektedir.
Nitekim, Afyonkarahisar kaplıca ve termal su kaynakları ve sularının özellikleri açısından dünyanın sayılı termal bölgelerindendir
Termalin Başkenti AFYONKARAHİSAR bünyesinde çok sayıda termal su kaynağı ve kaplıca bulundurmasına rağmen şifalı suları, tarihi ve doğal güzellikleriyle dünyaca bilinenGAZLIGÖL BÖLGESİ Afyonkarahisar’ın en büyük ve en önemli termal bölgesidir.

Resmi kayıtlara göre 2007 yılında 1 milyon kişi tedavi amacıyla Gazlıgöl kaplıcalarına gelmiştir. Aynı dönemde gelen yabancı turist sayısı ise 10891’dir.
Yetkililer, kayıtlı altına alınamayanlarla birlikte bu sayı yaklaşık 3 milyonun üzerinde olduğunu belirtmektedirler.
Özellikle son birkaç yıl içerisinde yatırımcıların akınına uğrayan GAZLIGÖL’de onlarca villa tarzı site ve devre mülkleri inşa edilmiş, beş yıldızlı termal otellerin inşaatlarına başlanmıştır.
 Türkiye’nin en büyük termal devre mülk tatil köyü de GAZLIGÖL’de kurulmuştur
Termal yatırımlara ilgi bu kadar fazla olmasına rağmen, sağlık hizmetlerinin gittikçe pahalılaştığı da bir gerçektir.

Kaplıca turizmi spesifik bir turistik ürün olup, modern tesisiler yanında konusunda uzman tıp personelinin varlığını da gerektirmektedir.
Yine termal otellerde ulaşım, konaklama, yiyecek-içecek, tedavi ve diğer tüm hizmetler tüketiciye yüklü bir maliyet getirmekte, bu ise özellikle dar gelirli kesimin bu tür hizmetlerden istifade etmesini zorlaştırmaktadır.
Dokuz Eylül Üniversitesi Yrd. Doç.Dr. Murat Selim Selvi, bu sorun son 10 yıl içerisinde zamanlarda devre mülk usulü yatırımlarla hızla giderilmeye başladığını bildirmiştir.BU NEDENLEDİR Kİ SON ZAMANLARDA DEVREMÜLK EDİNME KONUSUNDA İNSANLAR SIRAYA GİRMEYE BAŞLAMIŞLARDIR
Yrd. Doç.Dr. Murat Selim Selvi, Türkiyede kaplıca merkezlerinde devre mülk usulü yatırım ve işletmecilik anlayışının klasik turistik mahallerin (deniz, göl, nehir kayak merkezi vb.) dışına çıkılarak popularitesini çığ gibi artıran yatırım alanları haline geldiğini bildirmektedir.
Yrd. Doç. Dr. Selvi, devre mülk sistemi bu denli başarılı olmasını devre mülk sahibi olan kişinin aynı zamanda kendilerine sunulacak olan termal tedavi ve sağlık koruyucu hizmetleri alabilmesine bağlamıştır.
İşletme anlayışının değişmesiyle birlikte, tesislerde animasyon, eğlence vs. aktivitelerin sunulmaya başlanmasının da oldukça önemli rolü oynadığını belirtmiştir.
Kısacası kaplıcalarda devremülk sistemi uygulaması sayesinde daha çok sayıda kişilerin kaplıcalara gitmesine, daha sık gidilmesine ve bunların sonucu olarak termal merkezlerin karlılık oranlarının gittikçe arttığına dikkat çekilmektedir.
Adana'dan, İstanbul'dan ve Türkiye'nin farklı bölgelerinden otobüs dolusu insanlar GAZLIGÖL’e akın etmektedirler.
Artan potansiyel neticesinde çok sayıda bin yataklı yeni 5 yıldızlı oteller, siteler ve devre mülk inşa edilmektedir.
Bu gelişim gören insanlar artık bu bölgelere sadece sağlık amacıyla gelmemektedirler.
Yatırım amacıyla gelen insanların sayısı da oldukça fazladır.
Edindikleri konut veya devre mülklerde yılda en azından birkaç hafta da kendileri gelip tatil yapmak, geriye kalan zamanlarda da kiraya vererek ek gelir sağlama düşüncesindeki insanların sayısı gün geçtikçe artmaktadır.
Daha Detaylı Bilgi Sahibi Olmak İçin, Sitemizi İnceleyebilir
Tanıtım Videomuzu İzleyebilir
İletişim Bölümünden Bize Ulaşarak
Türkiyenin Bir Çok İlinden Ücretsiz Düzenlenen Servislerimizle Tesislerimizi Ziyaret Edip
Tanıtım Sunumlarımıza Katılabilirsiniz.
GRAND ÖZGÜL TERMAL SATIŞ & ORGANİZASYON İL KOORDİNATÖRÜ: 
REZERVASYON TEL:  0536 682 43 38

Leave a Reply

Subscribe to Posts | Subscribe to Comments

- Copyright © GRAND ÖZGÜL TERMAL - Blogger Templates - Powered by Blogger - Designed by Johanes Djogan -